RETT Sendromu
Rett Sendromu; X'e bağlı geçiş gösteren ve insidansı 1/10.000-20.000 olan ciddi nörogelişimsel bir hastalıktır.
Eyl, 2022 By Prof. Dr. Burak Tatlı.
RETT Sendromu:
Rett Sendromu; X’e bağlı geçiş gösteren ve insidansı 1/10.000-20.000 olan ciddi nörogelişimsel bir hastalıktır. Yaşamın ilk 6 ila 12 ayında normal ya da normale yakın gelişim periyodu sonrasında edinilmiş motor ve konuşma becerilerinin ve anlamlı el hareketlerinin kaybı, buna eşlik eden stereotipik el hareketleri, yürüme bozukluğu ve gelişim geriliği ile karakterizedir. Gerileme çoğunlukla hızlıdır, haftalar- aylar içinde görülebilir ve bu periyotta otizm belirtileri, zayıf göz teması, ciddi uyku bozukluğu ve irritabilite ortaya çıkar. Bu gerileme dönemini hafif iyileşme ve stabilizasyon izler. Klasik klinik tablonun izlenmediği durumlar atipik Rett Sendromu olarak adlandırılır.
DSM-IV TR’de yaygın gelişimsel bozukluklar arasında otizm ile birlikte sınıflandırılmış olan Rett sendromu DSM-5’te nörogelişimsel bozukluklar grubundaki bozukluklara dahil edilmemiştir. Her iki bozuklukta klinik olarak bazı ortak belirtiler görülse de Rett sendromunun Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) ile bazı farklılıkları da bulunmaktadır. Rett sendromunda da OSB’de olduğu gibi doğumda belirgin olmayan ancak ilerleyen dönemde ortaya çıkan sosyal, iletişimsel kısıtlılık ve tekrarlayan hareketler bulunmaktadır. Her iki bozuklukta da 6-18 ay civarında dil becerileri ve sosyal iletişim becerilerinde kayıp görülür. Rett sendromunda regresyon daha belirgindir ve yürüme bozukluğu, mikrosefali gibi bulgular da tabloya eşlik etmektedir. Ayrıca Rett sendromunda el sterotipileri sık ve yaygın olarak gözlenir ve amaçlı el kullanımı bozulur. OSB‘de ise stereotipik hareketler dönme, sallanma, el çırpma gibi hareketleri içerecek şekilde daha çeşitlidir ve kısıtlı ilgi alanları ve aktiviteler de OSB’de daha tipik olarak görülür.
Tipik Rett Sendromu olan hastaların %95’inde, atipik Rett Sendromu olan hastaların ise %73.2’sinde, MECP2 geninde mutasyonlar saptanur. Mutasyonların neredeyse tamamı sporadiktir. R168X, R255X ve R270X’te baz değişimi (trunkal) mutasyonları, büyük ekleme ve delesyonlar daha ciddi fenotiplere neden olurlar.
Rett Sendromu olan hastaların %3-5 ‘inde MECP2 mutasyonu saptanmaz. CDKL5 ve FOXG1 atipik Rett Sendromuna neden olabilen diğer genlerdir. Erken başlangıçlı, epilepsisi olan veya mikrosefalisi olan erkek çocuklarda bu genler akla gelmelidir.
Rett Sendromu olan hastaların %60-80’inde epilepsi bildirilmiştir. Erken başlangıçlı Rett Sendromlu hastalarda epilepsi insidansı daha yüksektir ve daha ciddi motor gerilik eşlik eder. MECP2 mutasyonu olmayan Rett sendromu hastalarında nöbetler daha erken görülür. Erken başlangıçlı nöbetler daha dirençli seyrederler. En sık kompleks parsiyel nöbetler ve generalize tonik-klonik nöbetler görülürken; absans ve klonik nöbetler daha nadiren görülür. Ayrıca ateşli nöbetler Rett Sendromu olan hastalarda daha sık görülür. Nöbetlerin 5 yaşından sonra başlaması iyi prognostik kriter olarak kabul edilir.
Rett Sendromu hastalarında el stereotipileri, nefes tutma ve siyanoz, hiperventilasyonve kaotik solunum paterni, göz hareketleri, ağız-yüz diskenezisigibi bazı paternler yanlış olarak nöbet olarak değerlendirilebilir. MECP2 mutasyonu pozitif hastalarda epileptik nöbetler, hastalığın 2. ve 3. evresinde, çoğunlukla 7 ve 12 yaş arasında ortaya çıkar. CDKL5 mutasyonu pozitif hastalarda ise nöbetlerin %50’si infantil spazm şeklindedir.
Klasik Rett Sendromunde erken dönemde tipik olarak EEG normaldir. Motor belirtiler ve uyku problemleriyle birlikte sentrotemporal bölgede fokal epileptik deşarjlar görülebilir. İleri evrelerde ise EEG’de bozulmuş uyku organizasyonu, bilateral senkronize burst psödoperiyodik delta aktivitesi ve generalize ritmik diken dalga deşarjları görülür. Hastalığın son evresinde ise nöbetler artık öne çıkan özellik değildir.